Split Klimalar
Multi, Professional ve VRF Klimalar
Karinca Blog
Kış aylarında soğuk havalar nedeniyle havalandırmasını ihmal ettiğimiz mekanlar, hastalık ve virüslerin yayılması için son derece elverişli bir ortam sunuyor. Evde kaldığımız şu günlerde havalandırmayı ihmal etmek yine virüsler başta olmak üzere çeşitli alerjik hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Uzmanlar evlerin en az 2 saatte bir defa cam açılarak, 15 dakika havalandırılmasını öneriyor. Soğuk havayı evimizde hissetmemek ve evin sıcaklığını korumak için yapılan cam açıp kısa süre sonra kapatma ise evin doğru ve yeterli bir şekilde havalandırılmasında yeterli olmuyor. Havalandırılmayan ortamlarda bulunan ve hızlıca çoğalan mantarlar, akarlar, küfler, bakteriler sağlığımızı tehdit ediyor. Öksürük, hapşırma ve konuşma ile havaya yayılan damlacıklar havada saatlerce asılı kalabiliyor. Bu nedenle salgın günlerinde evlerimizin yeteri kadar havalandırılması büyük önem taşıyor. Özellikle evden dışarı çıkması zorunlu olan bir birey var ise kapalı alanların havalandırılmasına daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Evinizin ideal sıcaklık değerleri arasında kalmasını sağlamak ve gereksiz enerjiyi sarfiyatı yapmamak için klimanızı camlarınızın açık olduğu zamanlarda çalıştırmayın. Öte yandan virüslerden korunabilmek ve evinizin taze havasını koruyabilmek için klimanızın temizliğine de dikkat etmelisiniz. Klimalarınızın çıkarılabilir filtrelerini düzenli olarak temizlemelisiniz. Bununla birlikte mevsim geçişlerinde yetkili teknik servis tarafından yaptıracağınız düzenli bakımlar ile cihazınızın ömrünü uzatabilir, temiz kalmasını sağlayarak evinizin havasını sağlıklı tutabilir ve daha az enerji harcamasını sağlayabilirsiniz.
Dünyanın son dönemlerdeki en önemli gündemlerinden biri olan küresel ısınma, yalnızca doğayı değil sebebi olan insanoğlunun sağlığını da olumsuz etkilemeye başladı. Doğal hayatta oluşan tahribat, salgın bir hastalık olarak karşısına çıktığı insanlığı gafil avladı ve herkesin yaşam alanlarını bir süreliğine yalnızca “ev” olarak belirledi. Hep birlikte sağlık başta olmak üzere sosyoloji ve psikoloji konuşmaya odaklandığımız şu günlerde bir yandan da evde daha fazla vakit geçirmeye devam ediyoruz. Evde harcadığımız bu süreler, aslında kaynak kullanımını da dikkate almamız gereken konuların arasına dahil ediyor. Özellikle harcadığımız su, elektrik gibi kaynaklar tek bir evden başlayıp genele de yayıldığı zaman küresel ısınmaya olan etkimizi pekiştiriyor. Bu nedenle bir yandan sağlığımıza dikkat ederken bir yandan da kaynaklarımızı verimli ve tasarruflu kullanmak büyük önem taşıyor. Evimizde alacağımız basit ama etkili birkaç önlemle evde geçirdiğimiz uzun vakitlerde hem tasarruf yapabilir hem de dünyamızı koruyabiliriz. El yıkamanın hayati öneme sahip olduğu günümüzde en çok kullandığımız kaynak su… Ellerimizi yıkarken, musluklarımızı kapalı tutarak litrelerce sudan tasarruf ediyoruz. Tabii ki yalnızca ellerimizi yıkarken değil bununla birlikte dişlerimizi fırçalarken, tıraş olurken ve duşta saçlarımızı şampuanlarken de suyu kapattığımızdan emin olmalıyız. Bununla birlikte bulaşıklarımızı biriktirerek makinede yıkamak, sifonu gereksiz yere kullanmamak, damlatan musluklarımızı tamir ettirmek ve duş başlıklarımızın su basıncını ayarlamak yine önümüzdeki yaz ayları ve geleceğimizi düşünerek alabileceğimiz basit ama bir o kadar da etkili önlemler arasında yer alıyor. Öte yandan, gelişen teknolojiyle birlikte elektronik cihazlarımızda da bir devrim yaşıyoruz. Artık birçok cihazımız ciddi oranda enerji tasarrufu sağlayan teknolojilere sahip. Yine de enerji tasarrufunda kendimizi bu cihazlara emanet etmemiz yeterli tasarrufu elde etmemizi sağlamıyor. Öncelikle evlerimizde kullandığımız tüm cihazların A sınıfı enerji grubundan olması önem taşıyor. Bu cihazlar, her zaman için daha fazla enerji tasarrufu yapmamızı sağlıyor ancak tasarruf bu kadarıyla da sınırlı kalmıyor. Yine birkaç önlem daha alarak elektrikli aletlerimizi daha verimli kullanabilir ve elektrik faturamızı da bir o kadar azaltabiliriz. Örneğin; havalar giderek ısınıyor ve önümüzdeki günlerde evlerimizdeki klimaları daha sık kullanacağız. Klima kullanımında dikkate alacağımız birkaç detay ile hem ortam konforunu istediğimiz gibi sağlayabilir hem de faturalarımızdaki artışı engelleyebiliriz. Öncelikle uzun ve zorlu bir kış mevsiminden çıkan klimalarınızın her cihazda olduğu gibi kapsamlı bir bakıma ihtiyacı var. Teknik servis tarafından düzenli olarak yapılacak klima bakımları klimalarınızın daha verimli çalışmasını sağlarken bakımsızlıktan kaynaklanabilecek ekstra enerji harcamalarının da önüne geçecektir. Genel cihaz bakımının yanı sıra klima filtrelerinin bakımı da büyük önem taşıyor. Su ile yıkanarak temizlenebilen klima filtresine sahipseniz mutlaka düzenli olarak bu temizliği yapmalısınız. Yapacağınız filtre temizliği cihazınızın ısıtma ve soğutma performansını yükseltir. Ayrıca kir ve mikropların oluşturabileceği kötü kokuları önler ve odadaki havanın daima temiz kalmasını sağlar. Güzel bir bakımın ardından sıra geldi klimalarınızın doğru bir şekilde kullanılmasına. Teknik bakım kadar doğru kullanılan klimalar da ay sonunda gelecek elektrik faturanızın gereksiz yere yükselmesini engelleyecektir. Doğru kullanım kapsamında dikkat etmeniz gereken ilk nokta klimalarınızın çalıştığı sıcaklık. Her ne kadar herkesin konfor sıcaklığı farklı olsa da 22-25 derece arasındaki sıcaklıklar ideal ortam sıcaklıkları olarak bilinir. Önemli olan dış hava sıcaklığına uygun olarak ortamdaki havanın sıcaklığını kademeli olarak konfor sıcaklığına getirmektir. Örneğin dışarıda hava 30°C’yken ortam sıcaklığını hızlıca soğusun diye 18°C’ye ayarlamak klimanızın çok yüksek performansla çalışmak zorunda kalmasına neden olur ve dolayısıyla bu da elektrik sarfiyatındaki bir artışı beraberinde getirir. Oysa ortam sıcaklığı kademeli olarak örneğin önce 25°C’ye sonra 22°C’ye çekilirse yüksek oranda bir elektrik sarfiyatının önüne geçilebilir. Bununla birlikte evdeki diğer cihazlarımızda da alacağımız aşağıdaki önemler ile doğru bir enerji kullanımı sağlayabiliriz.
Hayatlarımızı baştan aşağıya değiştiren koronavirüs salgını, aynı zamanda günlük hayatımızdaki birçok rutinde de zorunlu değişiklikler yapmamıza neden oldu. Temizlik kalıplarını baştan aşağıya değiştiren koronavirüs pandemisi, ev temizliğinin önemini de bir kez daha gündeme getirdi. Koronavirüs’ten korunmak ve salgını ev ortamında uzak tutabilmek için klasik ev temizliğinden çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Evde günlük temizlik rutinlerimize ekleyeceğimiz basit birkaç uygulama ile virüslere karşı bir kalkan görevini görecek temizliği yapabiliriz. Koronavirüs’ten korunmak için evlerimizde daha fazla vakit geçirdiğimiz ev temizliğinde şu detaylara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Temas noktaları gün aşırı temizlemeli Ev içerisinde çok sık temas halinde olduğumuz çeşitli yüzeyler var. Bugüne kadar birçoğunun farkında değildik ancak koronavirüs salgınıyla birlikte temizlik ve temas noktaları konusunda ciddi farkındalıklar yaşıyoruz. Mutfak tezgahı, kapı ve pencere kolları, prizler, aydınlatma düğmeleri, mutfak dolabı kapakları, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri bahsettiğimiz bu alanların başında geliyor. Her gün pamuklu bir bez yardımıyla hazırlayacağınız sabunlu su ya da sirkeli su çözeltisinin yardımıyla bu alanları silebilirsiniz. Temizlik işleminde çamaşır suyunu da tercih edebilirsiniz ancak çamaşır suyu gibi kuvvetli kimyasala sahip ev temizlik ürünlerinde bulunan gazların, vücudumuza olabilecek negatif etkileri nedeniyle daha doğal ve bir o kadar etkili temizlik malzemelerini tercih edebilirsiniz. Dışarıdan gelen ürünleri de temizlemeliyiz Evlerimizi düzenli olarak havalandırmak da yine virüsle mücadele sürecinde büyük önem taşıyor. Her gün mutlaka en az yarım saat pencerelerimizi açarak odaların havasını yenilememiz birçok uzman tarafından tavsiye ediliyor. Aynı şekilde eve dışarıdan gelen kargo poşetleri, alışveriş poşetleri ve su damacanası gibi malzemelerin de kullanılmadan önce dezenfekte işleminden geçirilmesi gerekiyor. Bu süreçte mümkün olduğu kadar alışverişlerimizi kendi market çantalarımızla yapmamız daha kontrollü ve sağlıklı olacağı için sıkça öneriliyor. Ancak eve sipariş vermek durumunda olduğumuz ürünlerin temizliği de en sık tartışılan konular arasında… Marketten verdiğimiz siparişlerle birlikte poşetlerimizi mutfağımıza almadan önce mümkünse balkonumuzda bir süre havayla temas edecek şekilde bırakabiliriz. Sebze ve meyve gibi ürünlerimizi bol ve sirkeli suda yıkadıktan sonra tüketmeli, market poşetlerimizi de mümkünse ters çevirerek çöpe atmalıyız. Virüsle mücadelede tekstil ürünlerinde temizliğin önemi Ev temizliğinde bir diğer önemli husus; tekstil ürünlerinin temizlik süreçleri… Mecbur durumlar nedeniyle dışarı çıkmak zorundaysak mutlaka kıyafetlerimizi eve geldiğimiz gibi değiştirmeli; 60 derece ve üzeri bir sıcaklıkta yıkamalı ya da balkon gibi açık bir alanda en az 3 saat havalandırmalıyız. Nevresimlerimizi de yine düzenli olarak değiştirip temizliğini korumalıyız. Ayakkabılarımızı ise açık ve temas edilebilecek bir alana koymamaya özen göstermeliyiz. Evden çalışanlar dikkat! Bilgisayarınızın ve elektronik aletlerinizin temizliğini ihmal etmeyin Evden çalışanlar için ev temizliğinde önem taşıyan bir diğer konu ise cep telefonu, bilgisayar, kulaklık, tablet, klavye ve fare gibi elektronik cihaz ve aksesuarlarımızın dezenfekte edilmesi… Gün içerisinde sürekli temas ettiğimiz bu ürünleri yine sabun ve su karışımı ile hazırlayacağımız bir çözelti ile çok ıslatmadan temizleyebilir, kuruduktan sonra da kullanabiliriz. Tabii ki tüm bu ev temizliği detaylarına ek olarak da ellerimizi gün içerisinde en fazla 2 saatte bir bol su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca yıkamalı ve mümkün olduğu kadar yüzümüze dokunmamalıyız. Unutmayın, sağlıklı ve güzel günleri yalnızca alacağımız basit önlemlerle sağlayabiliriz.
İlk klimanın üretimi günümüzden 100 yıl öncesine dayanıyor. Geçen bir asır içerisinde, teknolojinin gelişmesiyle birlikte her alanda olduğu gibi iklimlendirmede de birçok değişim yaşandı. Uzun yıllar gerek boyutları gerekse de fiyatları sebebiyle sadece önemli kamu binaları ve lüks otellerde bulunan klimalar, artık neredeyse her kapalı alanda mevcut. İnsanoğlu olarak her ortama uyum sağlama güdümüzle birlikte kapalı ortamlardaki konforumuzu da yıllar boyunca yeni teknolojilerle şekillendirdik ve şekillendirmeye devam ediyoruz. İklimlendirme sistemlerini ısıtma ve soğutma amacıyla dünyanın her noktasında, her gün kullanıyoruz. Günümüzde çalışan ortalama bir insanın gününün yaklaşık 17 saatini kapalı ortamlarda geçirmesi de bu durumun en önemli nedenlerinden biri. Sanayileşmenin başlaması ve teknolojinin sürekli olarak gelişmesi ile her geçen gün konfor standartlarımız ve buna paralel olarak üretim hızımız arttı. Daha sağlam, daha güçlü ve daha kullanışlı ürünler üretmeye başladık. Fakat bu sırada tüm bunların doğamıza verdiği zarar maalesef yeteri kadar görülemedi. Küresel Isınma ilk olarak günümüzden 50 yıl öncesinde konuşulmaya başlanmış olsa da ciddi olarak sadece 10-15 senedir dünya gündeminde yer alıyor. Geç kalınmış olsa dahi, günümüzde küresel ısınmayı durdurmak ve doğamızı korumak adına birçok yeni adımlar atılıyor. İklimlendirme sektörü ve sektör ürünleri de atılan bu adımlar sonucunda bir değişim sürecine girdi. Marka ve kurumlar, ürünlerini daha verimli ve doğaya olan zararlarını minimuma indirecek pek çok geliştirmeler yapmaktadırlar.
Form Şirketler Grubu’nun ortağı Japon teknoloji devi Mitsubishi Heavy Industries, geliştirdiği çevreci teknolojilerle verimi arttırırken, doğamızı korumayı hedefliyor. MHI’nın en yeni ürünü havadan suya ısı pompası Qton’un, CO2 gazını kullanarak sıcak su üretimi yapabilme teknolojisi sayesinde gelecekte adından çokça söz ettirmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yılın başında Form ile MHI arasında imzalanan ortaklık anlaşması kapsamında kurulan Form MHI Klima Sistemleri, Mitsubishi Heavy Industries’in iklimlendirme sektöründeki yeni teknolojilerini müşteri portföyüyle buluşturuyor. Uzun yıllardır dünyanın birçok noktasında farklı yapılara etkili çözümler sunan Mitsubishi Heavy Industries, doğa dostu ve enerji verimliliği yüksek ürünleri ile iklimlendirme alanında yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor. Zorlu şartlar altında bile maksimum performans Mitsubishi Heavy Industries’in yeni ürünü havadan suya ısı pompası Qton, soğutucu akışkan olarak kullandığı CO2 gazı ile 90 °C’ye kadar sıcak su üretimi yapabiliyor. -25 °C gibi oldukça düşük sıcaklıklarda bile yüksek performansı ile 90 °C sıcak su sağlamaya devam edebilen Qton, bu sayede restorandan yemekhaneye, otelden okul ve hastanelere kadar birçok alanda kolay kullanımlı, yüksek verimliliğe sahip, aynı zamanda çevreci bir sıcak su çözümü sağlıyor. Çevreci yapısı ve yüksek verimliliği ile alanında yeni bir yaklaşımı ortaya koyan Qton’un gelecekte adından sıkça söz ettirmesi bekleniyor. CO2 gazını soğutucu akışkan olarak kullanan Qton, küresel ısınmaya standart bir ısı pompasında kullanılan R410A gibi gazlardan 2088 kat daha az etki ediyor. Qton, günümüzde sıkça duyduğumuz Global Küresel Isınma Potansiyeli (GWP) hesaplanırken referans alınan doğal bir gaz olan CO2’yi soğutucu akışkan olarak kullanıyor. Bu sayede bugünden yakın geleceğe kadar dünyayı korumak için alınacak her türlü regülasyon kararına uygun bir ürün olarak öne çıkıyor ve bu alandaki teknolojik gelişmelere öncülük ediyor. Sıcak su üretimi için kullanılan doğalgaz ve kazan gibi sistemlere alternatif olabilen Qton’un yapılan analizlerde rakiplerine göre ilk yatırım maliyeti ve enerji tüketiminde büyük avantajlar sunduğu görülüyor. Ayrıca Qton alandan tasarruf etme, bakım ve işletme kolaylığı gibi ölçülemeyen değerleri de beraberinde getiriyor. Mitsubishi Heavy Industries’in dünya çapında fark yaratan bu ürünü, kullandığı üstün teknoloji ve çevreye duyarlılığından dolayı JSRAE En İyi Teknoloji ve Japon ECCJ Enerji Verimlilik ve Tasarruf Ürün Birinciliği ödüllerinin de sahibi oldu.
Klima Kullanımızda Tasarruf İçin Bilinmesi Gerekenler Tasarruf bugün, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Global kaynak krizi, küresel ısınma derken ‘kontrollü tüketim’ gelecek nesillere karşı insanoğlunun boynunun borcu haline geldi. Herkesin bildiği gibi kontrollü tüketim ve tasarruf önce bireylerin yaşam alanlarından başlar. Tasarrufun önce bireysel hayatlarımızda yerleşmesi gerekiyor ki ardından gelecek nesillere aktarılabilecek kitlesel bir harekete dönüşebilsin. Yaz aylarında ülkemizi kasıp kavuran sıcak hava dalgalarına bağlı olarak oluşan serinleme ihtiyacı nedeniyle, bireysel ve kurumsal alanlarda klima kullanımlarında ciddi bir artış ile karşılaşıyoruz. Bu nedenle, uzun bir yaz mevsimi boyunca da ciddi mesai harcayacak klimalarınızı daha tasarruflu kullanabilmek adına hakkında bilmeniz gereken birkaç püf noktası bulunuyor. Düzenli bakım hem cebinizi korur hem klimanızın ömrünü uzatır Öncelikle uzun ve zorlu bir kış mevsiminden çıkan klimalarınızın her cihazda olduğu gibi kapsamlı bir bakıma ihtiyacı var. Teknik servis tarafından düzenli olarak yapılacak klima bakımları klimalarınızın daha verimli çalışmasını sağlarken bakımsızlıktan kaynaklanabilecek ekstra enerji harcamalarının da önüne geçecektir. Genel cihaz bakımının yanı sıra klima filtrelerinin bakımı da büyük önem taşıyor. Bu kapsamda evinizde var olan Mitsubishi Heavy Industries klimalarınızın filtrelerini belirli aralıklarla kendiniz de çıkarıp su ile yıkayarak temizliğini sağlayabilirsiniz. Yapacağınız filtre temizliği cihazınızın ısıtma ve soğutma performansını yükseltir. Ayrıca kir ve mikropların oluşturabileceği kötü kokuları önler ve odadaki havanın daima temiz kalmasını sağlar. Doğru klima kullanımı enerji harcamalarınızı minimuma indirir Güzel bir bakımın ardından sıra geldi klimalarınızın doğru bir şekilde kullanılmasına. Teknik bakım kadar doğru kullanılan klimalar da ay sonunda gelecek elektrik faturanızın gereksiz yere yükselmesini engelleyecektir. Doğru kullanım kapsamında dikkat etmeniz gereken ilk nokta klimalarınızın çalıştığı sıcaklık. Her ne kadar herkesin konfor sıcaklığı farklı olsa da 22-25 derece arasındaki sıcaklıklar ideal ortam sıcaklıkları olarak bilinir. Önemli olan dış hava sıcaklığına uygun olarak ortamdaki havanın sıcaklığını kademeli olarak konfor sıcaklığına getirmektir. Örneğin dışarıda hava 30°C’yken ortam sıcaklığını hızlıca soğusun diye 18°C ‘ye ayarlamak klimanızın çok yüksek performansla çalışmak zorunda kalmasına neden olur ve bu da dolayısıyla elektrik sarfiyatındaki bir artışı beraberinde getirir. Oysa ortam sıcaklığı kademeli olarak örneğin önce 25°C’ye sonra 22°C’ye çekilirse yüksek oranda bir elektrik sarfiyatının önüne geçilebilir. Buna ek olarak eğer klimanızda Mitsubishi Heavy Diamond serisi klimalarda olduğu gibi otomatik kapanma özelliği varsa, odada olmadığınız zamanlarda klimanız bunu algılayarak çalışmayı durduracaktır. Bu da gereksiz elektrik sarfiyatını önüne geçme konusunda sizlere yardımcı olur. Klimayı sürekli açıp kapatmak doğru değil Bunun yanı sıra klimaların gün içerisinde sık sık kapatılıp açılması da yine çok fazla enerji harcanmasına neden olan etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Klimanızı sürekli açıp kapatırsanız cihazlarınız tüm sistemlerini yeniden başlattığı için neredeyse birkaç katı fazla enerji harcıyor. Sonuç olarak, elektrik tüketimi de yaptığınız açma ve kapama sıklığına bağlı olarak sürekli artıyor. Bu nedenle klimalarınızı, gün içerisinde ortam sıcaklığını sabitleyene kadar mümkün olduğunca kapatmamaya ve tek bir ısı derecesinde çalıştırmaya özen gösterin. Artık tüm klimalarda kullanılan inverter teknolojisi ile klima iç ve dış hava sıcaklığına göre kendisini ayarlayacak ve böylece aç/kapa yapmaya ihtiyaç kalmayacaktır. Minimumda enerji harcayan klimaları seçin Yeni klima alacaklar için de enerji tasarrufu büyük önem taşıyor. Daha önce klima kullanmadıysanız ya da cihazınızı değiştiriyorsanız alacağınız cihazı çok iyi araştırmanız ve alanında uzman yetkili satıcılardan destek almanız gerekiyor. Klimanızı yeni nesil teknolojiyle üretilen, enerji tasarrufu yüksek bir marka ve model olarak seçtiğiniz takdirde orta ve uzun vadede elektrik faturalarınızda ciddi bir enerji tasarrufu sağlamanız mümkün. Bunları göz önünce bulundurarak yeni bir klima alacaksanız Türkiye’de yalnız Form Mitsubishi Heavy Industries konsept mağazalarında satışa sunulan yüksek kaliteli, enerji tasarruflu ve çevre dostu R32 akışkanlı split klimaları tercih edebilirsiniz. R32 akışkanlı ürünler yeni nesil çevre dostu teknolojileri sayesinde kullanıcılarına yüksek performansının yanı sıra enerji tasarrufu da sunuyor. Son olarak klimalarınızı kullanırken daha fazla enerji tasarrufu sağlayabilmek ve cihazınızdan yüksek performans elde edebilmek için klimalarınızın bulunduğu odalara güneşin girişini engelleyecek perde, panjur, gölgelik vb. önlemler alabilirsiniz. Bunun yanı sıra cihazınızın önünde herhangi bir fiziksel engel bulundurmamanız, klima çalışırken kapı ve pencerelerin kapalı olduğundan emin olmanız da cihazınızı maksimum verimlilikte kullanmanıza yardımcı olacaktır.
İletişim ve Ücretsiz Keşif
0506 272 72 23
bilgi@karincaklima.com